Sık Sorulan Sorular

---

Seanslarımız en az 60 dakika sürüyor. İlk görüşmede sizi tanıyor, problemlerinizi dinleyip, hedeflerinizi netleştiriyoruz. Seans bitiminde sizlerle doğru bir yol haritası belirlemek için ilgili testler paylaşıyorum. Hem seans çıktılarına hem de testlerinize göre size özel bir yol haritası oluşturuyoruz.

Terapi, geçmişte yaşanan travma veya psikolojik sorunların iyileştirilmesine odaklanırken; yaşam koçluğu bugünkü durumunuzdan yola çıkarak geleceğinizi şekillendirmeye odaklanır.
Hanish Coaching seanslarında odak noktamız “Buradan nereye gitmek istiyorum?” sorusudur. Geçmişin izleri varsa elbette konuşulur, ama amaç onları aşarak geleceğe güçlü adımlar atmaktır.

• İlişkilerde yaşanan sorunlar (iletişim eksikliği, sık tartışmalar, güven problemleri)
• Özgüven eksikliği ve değersizlik duygusu
• Kaygı, stres, tükenmişlik hissi
• Sınır koyamama, “hayır” diyememe
• Boşanma sonrası toparlanma ve duygusal iyileşme
• İş-yaşam dengesi ve kariyer yönlendirmesi
• Hayatın herhangi bir alanında tıkanmış hissetme
  Çift Terapisi ve İlişki Koçluğu:
• İletişim sorunları: Eşler arasında sağlıklı iletişim kanallarının yeniden kurulması
• Güven sorunları: Aldatma, kırılmış güven veya geçmiş deneyimlerden kaynaklı şüpheler
• Sürekli çatışma ve kısır döngüler: Aynı konular üzerinde tekrar tekrar kavga etmek
• Duygusal uzaklaşma: Evlilikte veya ilişkide bağın zayıflaması
• Ortak hedef ve değerlerin uyumsuzluğu
• Aile içi rol çatışmaları: Çocuk, aile büyükleri veya sorumluluk paylaşımı kaynaklı problemler
• Kriz sonrası yeniden bağ kurma: Aldatma, büyük tartışma veya geçici ayrılık sonrası toparlanma
• Boşanma süreci veya sonrası iletişim (özellikle çocuk varsa sağlıklı iletişim modelleri)

Kendimizi yeterli hissetmemek, çoğu zaman geçmişten gelen seslerin bugüne yansımasıdır. “Sen yapamazsın” cümleleri, yetişkin olduğumuzda bile kulaklarımızda yankılanır. Başkalarının onayı olmadan hareket edememek, sürekli kendini sorgulamak… Bunlar değişebilir mi? Peki, özgüven kazanmak sadece “kendini sev” demek kadar basit mi?e bir yanıt ekleyin.

Bir karar alırken midene oturan o taş gibi his… Gece yarısı zihninden geçen bitmeyen “ya şöyle olursa?” soruları… Kaygı bazen bizi harekete geçirir, bazen de tamamen kilitler. Peki, farkında olmadan kaygımızı besleyen alışkanlıklarımız neler? Onunla savaşmak mı yoksa onu anlamak mı daha doğru bir yol?

Bir ayrılık, sadece bir ilişkiyi değil, geleceğe dair kurduğun tüm hayalleri de bitirir. “Şimdi ne yapacağım?” sorusu zihninde sürekli dönüp durur. Ama bazen en karanlık dönem, en güçlü dönüşümün başladığı yerdir. Peki, bu süreçte hangi adımlar duygusal toparlanmayı hızlandırır? Gerçekten yeniden mutlu olunabilir mi?

Bir davete gitmek istemiyorsun ama yine de “Olur, gelirim” diyorsun. Aslında istemediğin bir sorumluluğu kabul ediyorsun, sırf kırılmasınlar diye. Peki ya sen? Kendi sınırlarını korumak bencillik mi yoksa kendine saygının bir göstergesi mi? “Hayır” demeyi öğrenmek, özgürlüğe atılan ilk adım olabilir mi?

Bazen partnerimizle konuşurken söylediklerimiz değil, söylemediklerimiz ilişkiyi yıpratır. “Beni anlamıyor” duygusu, çiftler arasındaki en büyük mesafe. İletişim sadece konuşmak değil, aynı zamanda dinlemektir. Peki, farklı bakış açılarını nasıl köprüleyebiliriz? İlişkideki sessizlik mi daha tehlikeli yoksa yanlış anlaşılmalar mı?

Narsistler aşık olduklarını düşünebilirler ama bu genellikle kendi ihtiyaçlarını karşılayan bir "aşk"tır. Empati, fedakarlık ve karşılıklılık içermediği için sağlıklı bir aşk değildir.

İdealizasyon-değersizleştirme döngüsü, kendini sürekli suçlu hissetme, manipülasyon ve empati eksikliği gibi işaretler varsa, narsistik bir bağ içinde olabilirsiniz.